
Ama basit işlemle anlatmak gerekirse bunu okuyor olman bile mutlu olmaya yetmelidir. Bu işin en kısa ve anlamlı özetidir...
İnsanlar
büyüme dönemlerine göre farklı farklı mutluluk kaynaklarını
oluştururlar. Bebeklikten bu yaşımıza kadar bir sürü kaynağımızı
tüketip, yeni kaynaklar elde ettik. Sömürgecilik ise en ala sömürgeci
biz insanoğlu değil mi?
Bazımızı da mutsuz olmak mutlu
etti. Çünkü onlar bu melankolik halden üretme yoluna girdi. Mesela Emre
Aydın, Halil Sezai ve Teoman gibi adamların nasıl bir yıkım yaşadığını
merak etmiyor değilim. Ama bu yaşananlarda onları konuşmamıza sebep
verdi. İşte mutsuzluktan mutluluğa tümden gelip tüme varım da böyle bir
şey...
Mutluluk için gerekli olan şey iki farklı yolun
kesişmesidir. Ama bu yol kesişmeyip mutluluğa çıkmıyorsa, bilmeniz
gerekir ki siz de o yolda yürümemişinizdir. Yanılmış, bunalmış, tükenmiş
olabilirsiniz ama asla yetinmiceksiniz..

Ama ben hep inat
edip kendimi buna inandırdım. Gerekirse Manisa beyi olmak için yola bile
koyulacaktım. Deli bu adam dememeniz için kısaca açıklayayım; bakın bu
eğlence de benim mutluluk kaynağım. Aslında bu kadar basit. Kendinizle
eğlenebildiğinizde her şeyi yarılamış bazı şeyleri aşmış ve önünüze
gelene ilk tekmeyi vurmuş oluyorsunuz. Bazen geri kalan 99 tekmeye gerek
bile duymuyorsunuz.
Sabahları onunla uyanıyorum, uykusu geldiğinde kucağımda buluyorum, anne sütünü hazırlıyorum ve çok mutluyum...
Ama
Şehzadeye gelene kadar sıralamam gereken o kadar çok şey var ki...
Hangisinden başlayacağımı bilmiyorum. Nefes almak zaten her mutluluğun
temeli. Emin olun ki sahip olduğunuz bir çok imkan, bazı insanların
ellerini açıp Allah'dan dilediği dilek... Ama bizim elimizde olduğu için
kıymetsiz nimet...

Şükür önemli şükret, ya olmasaydı nefes, sabret...