31 Mart 2012 Cumartesi

Ticarete nasıl atıldım ?

Ticarete nasıl atıldım başlığındaki 'atıldım' kelimesini gerçek anlamıyla kabul edebilirsiniz. Çünkü öyle bir niyetim yokken baban tarafından itildim. 

Bundan uzun uzun yıllar önce ( ekran kristalleşir )

Lisedeki meşhur en arka dörtlünün en arka köşesinde ama her vukuatın en önünde bayrak tutan bir adamdım. Bu olay askerde herkesin 'ben çok rahattım oğlum, iştimaya bile kalkmıyordum' yalanı gibi şehir efsanesidir. Ama benim ticarete atılmam işte böyle başladı...

Playstation rüzgarına kapılmış 4 yapraklı yoncaydık biz. Ama nedense sınıf hocamıza göre yonca değil, tam bir hıyardık.

Sabahları Playstation Cafe'de dersler başlardı. Cafe'de eksik olan hoca, sınıf defteri ve yoklama fişiydi.
Cafe'de sınıftan daha kalabalık öğrenci sayısına sahip olduğumuza eminim.

Derslere girmeyenlere en büyük cezayı Edebiyat hocamız kesti. Sınavda sorduğu 4 soru aşağıdaki gibiydi...

1- Geçen hafta işlediğimiz şiirin yazarı kimdir ?
2- Geçen hafta işlediğimiz şiiri kafiye ve dil bakımından inceleyiniz.
3- Geçen hafta işlediğimiz şiirin ana fikrini anlatınız.
4- Geçen hafta işlediğimiz şiirin hangi Edebiyat türüne girdiğini yazınız.

Edebiyat türünü bilmem ama, bize girdiği kesindi...

Biz 3 yonca birbirimize baka kaldık. Geçen hafta Edebiyat dersine girsek, dersi vermiş oluyoruz.Grubun bir diğer üyesi arkadaşım Hasan soruları çatır çatır cevaplıyordu.

Ulan bu herifte geçen hafta derse girmedi ki? Peki soruları nasıl cevaplıyor ? İşin içinde bir iş olduğuna emindik.

Bu gizemi çözmek fazla uzun sürmedi. Sınav sonrasında Hasan ile yapmış olduğumuz iştişare sonucu, gerizekalı arkadaşımızın sıraya kazınmış olan 'Ellerimde Çicekler' adlı şarkıyı kopya zannedip, soruları şarkı sözüne göre cevapladığını anladık. Ve bu durumda yazar İlhan Şeşen'di. 

Aşağıdaki karne kime aittir ?

Altı tane 1
Altı tane 2
Bir tane 5

Beden meden 5 ya abi.
Evet benim :)) Tamam gülünecek bir şey yok kabul. Ama oldu bikere napalım sayın okur ?

Bu durumda yapabileceğiniz tek şey, bir adet rotring kalemi ile şah damarınıza yapacağınız ani bir darbe...
Ama bir saniye ya ! Ben şimdi bu 1'leri 4 yapsam, üstüne de bant çeksem ooo tamam abi bu iş.

Karne bir takım işlemlerden geçtikten sonra, getirilmemesi gereken yere, yani eve geldi. İşte böyle bir durumdaysa karne, işin içinde varsa bi de sahne vay haline şehzade... 

Babamın ilk sözü şu oldu. 

- 6 tane zayıfın var oğlum !
Arkadaş ben o kadar el emeği gösterdim,  o kadar ince çalıştım, en kaliteli bantları yapıştırdım !
Meğer babam 4 yapamadığım 2'leri zayıf olarak dile getiriyormuş. Ne kadar da mükemmelliyetçi bir yaklaşım.4'lerin ilk haline görse, vay halime...

Tabi bu yalanın ortaya çıkmasıyla ben ticarete babam tarafından tekme tokat atılmış oldum.
Peynir imalatçısı olan babam beni depoya, en uyuz olduğum adamın yanına verdi. Her gün peynir tenekelerini yıkayıp, depoya diziyordum. Peynirin bozulmaması için konulduğu yere buzhane denir. ( durum adından da anlaşıldığı gibiydi )

İçinde peynir olmayan tenekeleri yıkatıyorlardı. Daha sonrada yıkadığım tenekeleri çöpe atıyordum. Ellerimde bulunan dikişler bana o günlerin izleri..

Teneke adama acımıyordu valla, jilet bile daha merhametlidir...

Şimdi düşünüyorum da o günlere dönseydim, bir daha o zayıfları getirir miydim?
Muhtemelen evet. Çünkü ben öğrenmem gerekenleri o depoda öğrendim..

Eğer hayatınızda bir olumsuzluk varsa, sakın buna isyan etmeyin. Belki sizin için en hayırlısı odur.
Eğer yeteri kadar zengin değilseniz, sakın buna isyan etmeyin. Belki sizin için de hayırlısı budur.

En azından yazabileceğim bir şey var, öyle değil mi sayın okur ?

6 yorum:

  1. O kadar blog yazısı okudum ama bu yazılanlar bi başka be.. "kalemine" sağlık..

    YanıtlaSil
  2. Mükemmel ... Kesinlikle sehzadesin ,)

    YanıtlaSil
  3. geçekten güzel yazıların var Şehzade

    YanıtlaSil
  4. herkesin bir başarı hikayesi varsa ve bu ; öss yi şöyle kazandım , şu üniversiteden mezunum, okurkende pek bi rahattım, babam iş kurdu , başına geçtim şeklindeyse benim için bir şey ifade etmez...
    ama , zamanında babamın yanında peynir tenekesi yıkadım ellerimdeki izler o günlerden hatıra, şimdide o günlerden öğrendiklerim bana basamak şeklindeyse işte ideal 'başarı hikayesi '... tebrikler

    YanıtlaSil
  5. seni anlayabiliyorum. benim anneminde lokantasi vardi ve hala var :) tatillerde hep bulasik yikatirdi ama ben senin kadar tembel degildim :).
    Yazini okurken biran kendimi buldum tebrik ederim cok akici ve sevimli yazilarin var. yeni kesfettim.

    YanıtlaSil
  6. bu yazıyı benmi yazdım yahu :) tek fark babamın peynir değil madalya rozet plaket imalatıyla uğraşması :) vallahi kendimi okudum, playstationdan tut okula. Ordan "atıldığım" ticarete kadar. Teneke kesikleride var tabi. Tiner tenekelerini işimiz bittikten sonra kesip, preste kestiğim sacları içine dolduracağım hazne olarak kullanıyodum.

    YanıtlaSil